Eli Roth Sineması

| |
18 Nisan 1972 Amerika doğumlu genç yönetmen, aktör, senarist. Filmlerindeki mantık hataları, şiddet dozu sürekli tartışılan, hatta entellektüel sinema eleştirmenlerinin bir çoğu tarafından yerden yere vurulan genç bir korku sinemacısı. Kıskandıran bir başarı grafiğinden çok, ünlü isimlerin desteği ( Tarantino, Takashi Miike, Stephan King, hatta David Lynch' e olan yakınlığı ) ile tanınıyor kendileri. Henüz tam bir özgün sinemacı kimliği taşıyamaması, Eli Roth sinemasının kabul edilebilir boyutlarını izleyicisine bütünüyle göstermemiş olması ile alakalıdır. Ama Eli Roth sert eleştirilere rağmen bir hayran kitlesi yaratmıştır. Peki hayran kitlesini ne yaratmıştır?

Eli roth gerçeğin sinemasını yapan bir sinemacıdır.Beyazperdede "gerçek" drama tarzı bir filmin teması ise, tarzın gerektirdiği olabilirlik faktörünü izleyiciye sunuş şekli, işleyiş yada sonuçlandırma unsurunu izleyicinin ruh hali yada film beklentileri göz ardı edilmeksizin kabul ettirebilir. Hostel 1' de izleyicinin sinir olduğu 3 şapşal karakter, fazlasıyla hayatın içinden değil mi? Filmin ilk yarısının erotik adledilmesi, filmi kötü bulanların yüzde doksanının sırf bu yüzden filmi kötü bulması, hem gerçek hayata, hem sinema sektörüne karşı çelişki olmuyor mu? Elimizde 3-4 filmden fazlası yok henüz. Şimdi kısa kısa bakalım Roth penceresinden.

Filmlerine göz atarak incelemek gerekli Eli Roth'u. Dehşetin gözleri çoğu yönetmeni kıskandırmış Eli Roth başarılı filmlerinden yalnız biridir. Film koyu kırmızı kan rengidir, kan, çürüme, tahribat ve değişim görebileceğimiz en uç noktalarda sergilenmektedir. Goreye çok yakın duran film, amaç itibariyle goreden ayrılabilir, ancak kanın çok fazla kullanımı ile goreyle birleşebilir de. . Amaç: plana odaklanan 5 kişinin sıradan hayatına, ölümü getirip, güçlü bir virüsün ziyareti ile hayati planları alt üst etmek, hatta bunu George Romero filmine yapılan göndermeler desteği ile işleyerek tüm dünyaya yayılacak ve dünyanın sonunu getirecek bir gerçeğin olabilirliğini kurgulamaktır. Bu öyle bir olabilirliktir ki, yıllar önce "ebola" virüsü denen kabusu hatırlayıp, o virüs biraz daha güçlü bir metamorfozla geri dönerse bunlar olabilir mi? diye düşünebilirsiniz. Bir kısım izleyici bunun sorgulamasını yaparken ki, korku türü takipçileri yapacaktır daha çok, bir kısım izleyici ciddi mide ağrıları ile savaşacaktır film bittiğinde. Anladığımız üzere Eli Roth şiddet ve kan kullanımında sınır tanımayan yönetmenlerden biridir.
forum resmi
Sıra hepinizin beklediği hostel(Otel) filmine geldi. Tarantino'nun desteğini arkasına alığta neden kötü eleştiriler aldı ya da başarılı olamadı? Öncellikle Hostel Eli Roth zaman hatalaması yaptığı bir filmdir.

Tüm dünyada Saw çılgınlığı başlamış, korku severlerin gözü JigSaw' dan başkasını görmez olmuştur. Her zaman şuna karşı çıktım bu iki filmin karşılaştırılmasında: Saw filminde insanlar ölüyor, acı çekiyor her ne olursa olsun Jigsaw neredeyse kanatsız melek kıvamında. Yok yaa, ölenlerin herhangi bir suçu olması yada yaşamamak istememesi onların öldürülme yada işkence çektirilme hakkını veriyormu? Hostel' deki işkence sahnelerine yada ölüm sahnelerine verilen tepki, Eli Roth' un günah keçisi seçilmesinden, sinema sektörünün farkında olmadan insanı içine düşürdüğü riyakar durumdan başka bir şey değil. Eli Roth burada da aynı silahla vuruyor izleyiciyi: " Bunlar gerçek. Siz orada olup şahit olmasanız da, birileri bunları dünyanın bir yerinde yaşıyor, belki sizinde başınıza gelebilir".

Roth sineması olabilirliğin sinemasıdır ve bunu en acımasız şekliyle gösteririr: Uç noktada sapkınlıkta sınır yoktur. Irkçılık iddealarını yerle bir eden görüş de budur. Filmin ikinci yarısı, kelimenin tam anlamıyla korkutur, gerer. Sinema kalitesi anlamında film çok tartışılacaktır, en başta söz ettiğim özgün sinemacı kimliği adına henüz çok başlardadır yönetmen. Film, içerik ve işleyişi itibariyle bu sorgulama için fazla fırsat vermez zaten. Şiddetten zevk alan ruh hastası insanların karakter analizlerine girilmez. Para karşılığı istediği ülke insanına şiddeti zevk için yönlendiren kişilerle karşılaşmamız, daha önce sinemada bu denli görmediğimiz aykırı durumun sadece film diye geçiştiremeyeceğimiz bir pencereden bakmamızı sağlamış, hayalet,peri öyküsü değil tamamen insan unsurundan yola çıkan filmin gerçeklik gücünü nereden aldığı ile yüzleşmemiz de tuz biber ekmiştir üstelik: Yan komşunuz, yol arkadaşınız, herhangi biri, yeterince güvende misiniz? Bu paranoyayı bir kaç saate sığdıran Eli Roth bununla yetinmemiş ve Hostel 2 ile, organizasyon ve işleyişi de tamamlamış.Ciddi mantık ve işleyiş hataları yapılmış olsa da, Eli Roth daha iyi film yapacağının sinyallerini vermiş bir yönetmendir.
ster kötü, ister iyi sinemacı olsun Eli ROTH. Biliyorum ki sevenler de, sevmeyenler de izlemeye devam edecek filmlerini.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

yazıyı yayınlıyosun bari kaynak göster. milleti mal mı sanıyorsun

Yorum Gönder