Soldaki Son Ev

| |

Tür : Gerilim / Korku
Gösterim Tarihi : 19 Haziran 2009
Yönetmen : Dennis Iliadis
Senaryo : Adam Alleca , Carl Ellsworth , Wes Craven
Yapım : 2009, ABD , 110 dk.

Oyuncular

Garret Dillahunt (Krug) , Michael Bowen (Morton) , Joshua Cox (Giles) , Riki Lindhome (Sadie) , Aaron Paul (Francis) , Sara Paxton (Mari Collingwood) , Monica Potter (Emma Collingwood) , Tony Goldwyn (John Collingwood)

Filmi hakkında görüşlerimi söylemeden önce konusundan bashetmek istiyorum.
Konudan bahsedersek;
Collingwood ailesi tatil için bir dağ evine giderler. Ailenin kızı Mari, orada Paige ile arkadaş olur.

Fakat bir çete tarafından iki arkadaş kaçırılır ve Mari ellerinden kurtulmaya çalışırken vurulur. Çete üyeleri kendilerine sığınacak bir ev ararken tesadüfen Mari’nin ailesinin evini bulur. Herşey ortaya çıktığında failler kurban durumuna düşecektir.

Wes Crave’nin ucuza küçük bir ekip ile çektiği aynı zamanda onun ilk filmi olan Soldaki Son Ev filmini hepiniz hatırlamış olmalısınız. Film sonrasında 70′lerin İstismar sinemasına adını yazdırmış ve çoğu yerlerde sansüre uğramıştır. Sansüre uğramasaydı,belkide başarılı olurdu diye düşünüyorum. Ama kesin olan birşey de değil. Yapımcı olarak tekrar çevirisini yaptığı Tepenin Gözleri’nin başarılı olduğunu görünce bence bu filmini 37 yıl aradan sonra tekrar çekmek aklına gelmiş olmalı.
Mari, kız arkadaşı ile beraber babasının arabasını alıp şehre indiğinde, hafif-meşrep Paige’in bıdıbıdısı üzerine onla birlikte mecburen markette tanıştıkları Justin’in otel odasına geliyor. Derken içeri Justin’in hapishaneden yeni kaçmış babası, kız arkadaşı ve erkek kardeşi girince ortalık şenleniyor. İlk filminden de hatırlayacağınız muhteşem bir arbedenin ardında bir Paige öldürülürken Mari, tecavüze uğruyor ve ölüme terk ediliyor.
Ve bizim katil ekibimiz o bölgede olan teş ev olarak Marinin anne ve babasının evine sığınıyorlar.

http://www.sinema.com/images/original/90280.jpg

Anne-baba gece ilerlediğinde ve durumu anladıklarında kararlarını vermekte gecikmiyorlar. Ve yavaş yavaş en sevdiğim noktaya geliyoruz avcı-ava dönüşüyor. Bu noktadan sonra film size sesleniyor siz bu aile yerinde olsaydınız ne yapardınız? Ve buradan da anlayacaksınız bu filmin bir zamanlar istismar sineması örneği olmasını içerdiği şiddet değil. Hoşgörülü bir ailenin acımasız katillere dönüşmesi izleyeciye vurucu gelmiştir. Ve bu yüzdende unutulmaz bir istismar sineması örneği olmuştur.
Tekrar çevrimleri ilkiyle kıyasladığımız için pek başarılı bulamıyoruz. Ama ben bu filmi tek başına kıyaslamadan incelediğimde Craven taşınması zor bir yükü çok başarılı bir şekilde taşıyor. Hem ilk filmi gibi olmayan bir film havasına girmiş. Ve son derece ciddi bir duruş segilemiş. O anlamsız mizaha pek girilmemiş. Ve ilk filmde sanki bizle eğlenircesine kullanılan folklore benzeyen müzikler yok.

Ve gel gelelim şiddet konusuna soldaki son ev aşırı şiddet gösteriminden kaçınan daha çok gerilim filmi havasında duran bir film olmuş. Zaten Saw ve Hostel serisindeki şiddeti görmüş birileri olarak bu filmdeki şiddet bize az bile gelecektir.


Elbette Craven’ın orijinal yapımının die-hard fanları için tatmin edici olmaktan uzak yeni “Soldaki Son Ev”, ama bir yeniden çevrim olarak değil de bağımsız bir yapım olarak ele alındığında, mesajını son derece ciddi ve etkili bir biçimde iletmeyi, üstelik de bunu temel aldığı ilk filmin yapısını ters yüz ederek başardığı kanısındayım.

Mustafa Türkan(Stephenking)Gerilim Hattı Admin

Kan oranı=10/6 Gerilim=10/8 korkumetre=10/5

Kimler izlemeli?
- İstismar filmlerinden hoşlananlar
- Yeni teknolojiyle Wes Craven filmleri nasıl olurdu merak edenler
Kimler izlememeli?
- İntikam filmlerini etik bulmayanlar
- İstismar filmlerinde şiddetin gösteriliş biçimini onaylamayanlar.

0 yorum:

Yorum Gönder