Sınırda

| |

Son yıllarda 70′lerin eurohorror filmlerini andıran Fransız korku filmleri atağa geçti. Ve beyazperdeyi kana bulamaya devam edecekleri gibi duruyor. Bu filmi izlememi sağlayan şey üzerinde yazan “Bu film son derece gerçekçi vahşet sahneleri içerir” yazısı oldu. Çünkü kanın oluk oluk aktığı filmleri sevmiyorum desem de seviyordum. Filmi izlerken hep şunu düşündüm. Yine b-movie sınırları geçemeyen bir film izleyeceyiz. Faakt öyle olmadı. Aslında karmaşık duygular içindeyim şu an. Bir yanım filmi beğenmendi. Bir yanım hayran kaldı.

Sınırda başladığında politik çatışmalar içinde olan bir fransa görüyoruz. Bu da filmi kendi ayakları üstünde kalmaya çalışan bir yapım olarak gösteriyor. Bazı kesimlerden politikayı korku filmine alet ediyor gibi sert eleştirilerde asla son derece vurucu bir korku filmi. Beğenmemim sebebi ise otel klişesi ile başlayıp devam etmesi. Fakat bir korku filminde olması gereken herşey filmde var. Yani dert etmemize gerek yok. Filmde neler mi var? Örneğin; Sadist bir aile,yamyamlık ve vahşet sahneleri.

Bazı kişiler bu filmi teksas katliamı benzetiyorlar. Sırf görüntüleri ve havası öyle gösteriyor. Yoksa ikisi aynı şey değiller tabikide ama illede Teksas katliamı diyeceksen bu da şimdiye kadar yapılmış en iyi teksas katliamı çakmasıdır.

Son dönemde Fransa’dan son derece başarılı korku filmleri geliyor ve şüphesiz Sınır(da) bu yeni dalganın en iyisi değil. Fakat klasik senaryoyu yakın tarihin canavarlarıyla buluşturması dikkat çekici ve aslında dünyanın farklı köşelerinde tür filmi çekmek isteyen sinemacılara da küçük bir ders veriyor. Genellikle ahlakçı, muhafazakar bir dünya görüşünden güç alan veya onun etkisini hissettiren bir türü daha ilerici meselelerle buluşturmak mümkün.

Belirmek istediğim son birşey var. O da ; Bu fransız Kan dökmesini seviyorlar. Fransa’ya tatille gitmeden önce düşünün.

Mustafa Türkan/Gerilim Hatti Admin

0 yorum:

Yorum Gönder